Bu genclerle ne kadar ovunsek az, resmen destan yaziyorlar! Harika ozet!
..
Bir kaç gün sonra Antalya’daki ‘marjinal uçları’ görmek için Cumhuriyet meydanındaydım. Cumhuriyet meydanı da Taksim’in bir replikası gibi. Devrim kafe olmuş ‘Tencere tava’ kafe. Antalya’da da İstanbul gibi meydan daha ideolojik, parkın içi daha sessiz. Kimsenin askerine benzemeyen kütüphanenin sorumlusu arkadaşa dayanamayıp sordum: ‘Ulusalcılarla nasıl aranız?’. ‘Yarım saatte bir İstiklal Marşı söylüyorlar, fenalık geldi, ama iyiyiz’ cevabını aldım. Meydan’da kalabalık toplanmış Nazım’ın şiirini dinliyordu. Kalabalığın içinde bir grup ise kurt işareti yapıyordu. ‘Bu da iyi ya ne güzel’ derken bir anda ‘Bella Ciao’ söylenmeye başlandı. Aynı grup sol yumruğu havaya kaldırıp: ‘İşte bir sabah uyandığında…’ diye başlamasın mı? Yanımdaki uzun yıllardır AKP sempatizanı olduğunu sandığım bir akrabam devamını getirdi: ‘ Elleri bağlanmış bulduğum yurdumun her yanı işgal altında’… ‘Ne sandın?’ dedi bir de üstüne. İçimden sadece ‘Kahrolsun bağzı şeyler’ demek geliyor. Ben birbirimize karşı bu kadar anlayışlı olduğumuzu bilmiyordum. Afalladım. Başbakan bile bu kadar salak yerine koymaya kalkmamıştı beni. Haberleri Facebook’tan, Twitter’dan takip ediyoruz. Evini toplamaya üşenen arkadaşlarımız, Taksim’e temizlik yapmaya gidiyorlar. İnsanlar AKP’nin TBMM’den gece yarısı geçirdiği yasalardan bahsediyor. Sanırım bize nazar değdi.
… http://researchturkey.org/dev/?p=3613&lang=tr
This is so funny, reminded me of the 68 youth movement, a more colorful one though! Your PM should read this letter, and stop ignoring the realities of the country. The future is the ones told in this letter, and everyone should respect them. Thanks to the writer for sharing all these experiences, and also to RT for doing a a great job for those trying to understand what is happening in Turkey. Salutes from Brum!
[…] […]
Bu genclerle ne kadar ovunsek az, resmen destan yaziyorlar! Harika ozet!
..
Bir kaç gün sonra Antalya’daki ‘marjinal uçları’ görmek için Cumhuriyet meydanındaydım. Cumhuriyet meydanı da Taksim’in bir replikası gibi. Devrim kafe olmuş ‘Tencere tava’ kafe. Antalya’da da İstanbul gibi meydan daha ideolojik, parkın içi daha sessiz. Kimsenin askerine benzemeyen kütüphanenin sorumlusu arkadaşa dayanamayıp sordum: ‘Ulusalcılarla nasıl aranız?’. ‘Yarım saatte bir İstiklal Marşı söylüyorlar, fenalık geldi, ama iyiyiz’ cevabını aldım. Meydan’da kalabalık toplanmış Nazım’ın şiirini dinliyordu. Kalabalığın içinde bir grup ise kurt işareti yapıyordu. ‘Bu da iyi ya ne güzel’ derken bir anda ‘Bella Ciao’ söylenmeye başlandı. Aynı grup sol yumruğu havaya kaldırıp: ‘İşte bir sabah uyandığında…’ diye başlamasın mı? Yanımdaki uzun yıllardır AKP sempatizanı olduğunu sandığım bir akrabam devamını getirdi: ‘ Elleri bağlanmış bulduğum yurdumun her yanı işgal altında’… ‘Ne sandın?’ dedi bir de üstüne. İçimden sadece ‘Kahrolsun bağzı şeyler’ demek geliyor. Ben birbirimize karşı bu kadar anlayışlı olduğumuzu bilmiyordum. Afalladım. Başbakan bile bu kadar salak yerine koymaya kalkmamıştı beni. Haberleri Facebook’tan, Twitter’dan takip ediyoruz. Evini toplamaya üşenen arkadaşlarımız, Taksim’e temizlik yapmaya gidiyorlar. İnsanlar AKP’nin TBMM’den gece yarısı geçirdiği yasalardan bahsediyor. Sanırım bize nazar değdi.
…
http://researchturkey.org/dev/?p=3613&lang=tr
This is so funny, reminded me of the 68 youth movement, a more colorful one though! Your PM should read this letter, and stop ignoring the realities of the country. The future is the ones told in this letter, and everyone should respect them. Thanks to the writer for sharing all these experiences, and also to RT for doing a a great job for those trying to understand what is happening in Turkey. Salutes from Brum!