KAMUOYU AÇIKLAMASI
Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi (Centre for Policy and Research on Turkey) (ResearchTurkey) tarafından 6 Aralık 2013, Cuma Günü, Londra’da düzenlenen ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Dr. Oktay Vural’ın konuşmacı olarak katıldığı “Türkiye’de ‘Milli Devlet’ Krizi: Yeni Senaryolar, Sorunlar ve Mücadele Gündemi” başlıklı yemekli konferans sırasında yaşanan bazı hadiselerin çeşitli basın/yayın kuruluşları ve sosyal medyada geniş şekilde yer bulması üzerine kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bu açıklama kaleme alınmıştır.
Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi, Londra merkezli, tamamen bağımsız bir düşünce kuruluşudur. Hiçbir siyasi parti, çıkar grubu, sermaye grubu veveya Sivil Toplum Kuruluşu (STK) ile organik bağı yoktur. İngilizce ve Türkçe olarak yayınladığı araştırma ve politika makalelerinde akademik kriterleri dikkate almakta; düzenlediği etkinliklerde de farklı fikir ve düşüncelerin tartışılabildiği herkese açık demokratik bir platform olmayı hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda MHP Grup Başkanvekili Dr. Oktay Vural bir dizi konferans etkinliğine katılmak üzere Londra’ya davet edilmiştir. Dr. Oktay Vural, Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi’nin düzenlediği konferanslar çerçevesinde 4 Aralık 2013, Çarşamba Günü, İngiltere Parlementosu’nda “Eksen Tartışmaları Bağlamında Türk Dış Politikası” ve 5 Aralık 2013, Perşembe Günü, King’s College London (KCL) üniversitesinde “Türkiye Demokrasisi Nereye Gidiyor?: Sorunlar, Engeller ve Beklentiler” başlıklı halka açık soru-cevap bölümü de olan iki konuşma yapmıştır. 6 Aralık 2013, Cuma Günü, yine aynı formatta halka açık olarak düzenlenen yemekli konferansta “Türkiye’de ‘Milli Devlet’ Krizi: Yeni Senaryolar, Sorunlar ve Mücadele Gündemi” başlıklı bir konuşma yapmıştır. Konuşmasının başlarında salonda bulunan dinleyicilerden bir kişi, konuşmacı Oktay Vural’ı sözlü olarak tacize başlamıştır. Oturum başkanının kendisini ‘konuşmanın bitmesini beklemesini ve konuşma sonrasında açık soru-cevap bölümü olacağını ve orada görüşlerini dile getirebileceğini’ söyleyerek uyarmasına rağmen konuşmacıyı dinlememek ve sözlü tacize devam etmekte ısrar etmiştir. Aynı şahıs, konuşmacı ve konuşmayı dinlemeye gelen diğer konukların da hakkını gasp ederek konuşmayı engellemek amacıyla konuşmacının üzerine yürümüş ve konferansı kesinlikle yaptırmayacağını sürekli bağırıp çağırarak açıkça ifade etmiştir. Oturum başkanının kendisini bunu yapamayacağını, konuşmayı dinlemesi gerektiğini, dinlemek istemiyorsa dışarı çıkması gerektiği şeklinde defalarca uyarmasına ve restorandaki diğer dinleyicilerin dışarı çıkması yönünde yaptığı çağrılara rağmen herkese bağırıp çağırarak konferansı sabote etmekte ısrar etmiştir. Daha da ileri giderek konuşmacıyı ve restorandaki dinleyicileri tehdit etmeye başlamış ve bir kısmı kamuoyuna da yansıyan ‘Buradan savaş çıkartırım,’ ‘bana dokunursanız buradan sağ çıkamazsınız,’ ‘hepiniz cehenneme gidin,’ ‘hadi bana çatal bıçak atın,’ ‘ben varken İngiltere’de konuşamazsınız, burada kalamazsınız’ gibi ifadelerle konuşmacıyı ve salonu tehdide devam etmiş ve herkesi provoke etmeye çalışmıştır. Kendisine orasının özel bir mülkiyet olduğunu, bu şekilde provokasyona devam edecekse dışarı çıkması gerektiğini ifade eden restoran sahibine karşı da tehditlerine devam etmesi üzerine polis çağrılmıştır. Polisin gelmesinden sonra salondan dışarı çıkartılmış, ifadesi ve kimlik bilgileri alındıktan sonra serbest bırakılmıştır. Şahsın gitmesinden sonra konferans kaldığı yerden devam etmiş ve soru-cevap bölümü ile birlikte başka herhangi bir hadise olmadan tamamlanmıştır.
Tarafımızca tamamen provokatif bir eylem olarak değerlendirilen bu hadisenin kişisel bir şov amacı ile yapıldığını düşünüyor ve kamuoyu ile bu kanaatimizin nedenlerini paylaşmak istiyoruz. Öncelikle kendisine soru-cevap bölümünde istediği şekilde yorum yapması ve sorularını orada sorabileceği belirtildiği halde söz konusu şahıs konferansı sabote etmekte ısrar etmiş ve konferansa geliş amacının provokasyon olduğunu açıkça göstermiştir. Aynı şahıs, 4 Aralık’ta İngiltere Parlementosu’nda düzenlediğimiz konferansa da katılmış, orada hiçbir hadise çıkarmamış, hatta konferans sonrası Dr. Oktay Vural ile konuşmuş, dertlerini anlatıp memleketi olduğu Bingöl’e gidip İngilizce öğretmeni olmak istediğini söyleyerek yardım talep etmiştir. Karşılıklı saygı çerçevesinde geçen bu görüşmeden iki gün sonra bir başka konferans olan 6 Aralık etkinliğinde bu defa aynı şahsın Dr. Oktay Vural’a kendisi varken asla İngiltere’de konuşturmayacağını iddia ederek bağırıp çağırması ve konferansı tamamen sabote etmesi ve katılımcıları provoke etme çabasını samimi ve meşru bulmak mümkün değildir. Buna rağmen yine de tüm konferanslarını bilimsel kaideler çerçevesinde düzenlemeye gayret eden Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi’nin bu konferansında da kendisine sadece konuşmacıya saygı göstermesi, konferans formatına uyarak soru-cevap bölümünü beklemesi istenmiş ve konferans kurallarına uyması talep edilmiştir. Salonu terk etmemesi ve bağırıp tehditler savurarak konferansı sabote etmeye devam etmesine rağmen kendisine hiçbir fiziki müdahalede bulunulmamış, polis gelmeden kendi rızası dışında zorla dışarı çıkarılmamıştır. Şahıs da polis gelene kadar provokatif hareketlerine devam etmiştir. İngiltere’deki yasal kurallar gereği kendisini özel mülkiyet altında olan bir mekânda yapılan bu toplantıdan güç kullanarak çıkarma yetkimiz olmasına rağmen kendisine fiziki müdahalede bulunulmamıştır. Salondan gelen ‘dinlemeyecekse dışarı çıkması’ yönündeki taleplere rağmen söz konusu şahıs provokasyonuna devam etmiştir. Polis söz konusu şahsı dışarı çıkardıktan sonra ‘onu neden güç kullanarak dışarı atmadığımızı’ bize sormuş ve bunun kendilerinin değil öncelikle organizasyon sahiplerinin görevi ve hakkı olduğunu belirtmiştir. Polis şahıs güç kullanılarak dışarı çıkarıldıktan sonra tekrar içeri girmekte ısrar ederse kendilerinin şahsı tutuklayacağını belirtmiştir. Polise, oturum başkanı tarafından bunun bilimsel bir konferans olduğu, herkesin tartışmaya katılması ve soru-cevap bölümünde istediğini sorabilmesini öncellediğimiz için şahsı önce beklemesi için ikna etmeye çalıştığımız, ancak şahsın sabotaja devam etmesi üzerine kendisini dışarıya davet ettiğimiz ifade edilmiştir. Savurduğu tehditler ve konuşmayı sabote etmesi dışında kendisinden bir şikâyetimiz olmadığı, bu konferansları herkese açık düzenlemek ve herkesin katılarak konferans kuralları çerçevesinde soru-cevap bölümünde kimseye hakaret etmeden ve kişisel haklara saygı göstererek görüşlerini bildirmesinin temel amacımız olduğu belirtilmiştir.
Yukarda sayılan nedenlerle Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi olarak bu hadisenin kişisel bir şov ve provokasyon amaçlı olduğunu düşündüğümüzü kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Bu hadisenin kamuoyunca suiistimal konusu yapılmamasını, Kürt kökenli vatandaşlarımızı ve Milliyetçi Hareket Partisi mensupları ve yine bu partiye gönül vermiş kitleleri incitici ve provoke edici boyutta değerlendirmemesini kamuoyundan saygıyla rica ediyoruz. Söz konusu şahsın herhangi bir kitlenin temsilcisi ya da sözcüsü olmadığını, bu tip hadiselerin siyasi polemiklere konu edilmesinin Türkiye’nin önemli sorunlarına yapıcı bir katkıda bulunmayacağını, sadece söz konusu şahsın bireysel şovuna hizmet edeceğini kamuoyuna hatırlatmayı bir borç biliyoruz. Tüm provokasyon gayretleri ve tehditlere rağmen söz konusu şahsa herhangi bir fiziki müdahalede bulunmayan ve sağduyulu bir şekilde hareket eden başta konuşmacımız Dr. Oktay Vural ve tüm diğer konuklarımıza teşekkür ediyoruz. Baştan sona video kaydına alınan konferansın tüm görsel materyalleri gerekli görüldüğü takdirde resmi makamlar ve kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi, farklı görüş ve düşüncelerin tartışılabildiği demokratik bir platform olmaya sürdürecek, tartışma kültürünün gelişmesi için farklı görüş ve düşüncelerin temsilcileri ile yaptığı etkinliklere ve akademik kriterleri öncelleyen ilkeli yayın anlayışına devam edecektir. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
